Prof. Dr. Süleyman Özkan

Kalp Kapak Ameliyatları

Kalp Kapak Ameliyatları

Kalp Kapak Ameliyatları

Genelde çarpıntıyla ya da nefes darlığıyla karşımıza gelen kişilerde biz tabi ki kalp ve diğer hastalıkları düşünmekte beraber kalp kapaklarını da her zaman göz önünde bulunduruyoruz.  Günümüzde kalbin içersinde dört kapağın dördünü de tamir etme yetisine sahibiz. Uygun tekniklerle tabii ki teknolojinin de yardımıyla kalp kapak hastalıklarının tanımı, kalp kapağı anatomisinin tam olarak dökümente edilmesi, tariflenmesi, tam hastalığın tanısının konması, ve cerrahinin zamanında yapılması mümkündür. O nedenle çarpıntı, nefes darlığı ve efor kapasitesinde azalma gibi şikayetleri olan kişileri kalp ekokardiyografisi dediğimiz kalbin ultrasonunu bir an evvel yaptırmaları yerinde bir karar olur. Çünkü tanıyı zamanıda koyup kalp kapağını tamir etmeyi başarabilmemiz çok önemli. Kalp kapaklarını tabi ki değiştire biliyoruz mekanik kalp kapakları kullanıyoruz, biyolojik kalp kapakları kullanıyoruz ama biz tamir etmeye her zaman tercih ediyoruz çünkü kendi kalp kapağıyla yaşanan bir hayat gerek ilaç kullanmadan ya da daha az ilaç kullanarak ve bunun yan etkilerinden daha az etkilenerek daha konforlu bir hayat sağlamaktadır.

Kalp Kapağı Değişimi Ameliyatı Hangi Hastalıklarda Uygulanır?

Kalp kapaklarının biri veya birkaçında saptanan darlık veya yetmezlikler: Kapak tamir edilerek (plasti) veya değiştirilerek (replasman) tedavi edilmektedir. Kalp kuvvetli adelelerden meydana gelen güçlü bir pompadır ve vücutta mevcut olan 5-7 litre kanı sürekli olarak vücutta dolaştırır. Bu günde ortalama 7 bin 500 litre kanın pompalanması demektir. Kalp kapakları bu sistem içinde akımın tek yönde olmasını sağlayan oluşumlardır. Kalp odacıkları arasında yer alan dört kapak mevcuttur: Aort, mitral, triküspid, pulmoner. Kalp kapaklarında meydana gelen bir darlıktan kanın geçişi zorlaşır, kalp kapakçığı yetmezliği sorununda ise geri kaçan kan kalbin yükünü arttırır. Her iki durumda da kalp adalesi zorlanır ve kalbin odacıkları genişleyerek kalp büyümesine neden olur. Müdahale edilmez ise kalbin normal fonksiyonları bozulur ve kalp yetmezliği meydana gelir. En çok mitral ve aort kapaklarda hastalık görülür.

Kapaklarda genel olarak iki türlü hastalıktan dolayı cerrahi müdahale gerekebilmektedir:

Stenoz: Kapağın daralması

Yetersizlik: Kapağın tam kapanmaması

Kalp kapak ameliyatı, kalp damar cerrahisi doktoru tarafından yapılmaktadır. Cerrah, kalp kapağı ameliyatı ile hastalıklı kapağa ulaşmak için kalbi açık içine girmek zorundadır. Bu durumda hastayı mutlaka bir kalp – akciğer makinesine bağlayarak kalbi durdurmak gerekir. Bu ameliyatlarda cerrah, hastalıklı kapağı, yapay bir kapak ile değiştirebileceği gibi- ki buna replasman denir- özellikle mitral ve triküspid kapaklarda öncelikle tamir yani plasti yapmayı arzu eder. Yaşlı kişilerde kapak hastalıklarının en sık nedeni halk dilinde kalp kapağı kalınlaşması yani kalp yaprakçıklarının kalınlaşması ve kireçlenmesi sebebiyle kalp kapaklarının yeterli düzeyde açılamamaları sonunda oluşan darlıklardır.

Kalp Kapak Değişimi Yada Onarımı Nasil Yapılır?

Kalbin pompa görevini normal olarak yürütebilmesi için kapakların tam olarak açılıyor ve kanın ileri yönlü akışına müsaade ediyor olması, sonra tam kapanarak geri kaçırmaması gerekir. Bu kapaklar geri kaçırır veya kanın rahat geçişine izin vermezler ise kalpte yüklenmeye sebep olacaklardır. Her biri birer tabiat harikası olan kalp kapakları kimi zaman bazı hastalıklar nedeniyle mekanik görevlerini yapamaz. Bu durumda kalp kapaklarındaki sorun, cerrahi tedavi ile çözülür. En sık tamire ihtiyaç duyulan ve yüz güldürücü sonuçlar alınan kapaklar, kulakçık ve karıncıklar arasında yer alanlardır. Sağ kulakçık ve karıncık arasındaki kapağa “Triküspid Kapak“, sol taraftakine ise “Mitral Kapak” adı verilir. Kalp kapak hastalıkları en sık kalp kapağı değişimi ameliyatı ile tedavi edilmektedir. Ameliyatta hasta olan kapak çıkarılır tamir edilir yerine mekanik ya da biyolojik kapak konulmaktadır.

Ancak her tür kalp kapakçığı tamir edilememektedir. Romatizmal hastalıklar nedeniyle ortaya çıkan kapak hastalıklarında kapak dokusunda gelişen bağ dokusu artışı nedeni ile kalınlaşma ve kalsifikasyon nedeniyle tamir imkânı kısıtlıdır. Bunun yanında bazı hastalarda kapak halkasının genişlemesi ya da kapağın bir bölümünde sarkma, kalp kapakçığı gevşemesi yani prolapsus, uzama gibi sebeplerden ortaya çıkan kapak yetersizliklerinde ise çok başarılı sonuçlar alınmaktadır. Ayrıca mitral kapak yetmezliği kalp krizinin sonucunda da ortaya çıkabilmektedir. Kalp krizi veya endokardit yani kalp enfeksiyonu sonrası mitral kapağı tutan kordalardan birisinin kopması veya tutunduğu kalp duvarının incelmesi yani anevrizma nedeniyle kapak fonksiyonları bozulmaktadır. Bu hastalarda koroner bypass operasyonuna ek olarak kapak tamiri de gerekmektedir.

Kapak tamirlerinde hedeflenen dayanıklılık süresi 10 yıl ve ötesidir. Ameliyat sırasında ve sonrasında yemek borusu içerisine yerleştirilen “Transözefajial Ekokardiografi” cihazı ile kalp kapaklarının yapı ve fonksiyonları detaylıca değerlendirilebilmektedir. Bu esnada ameliyatı yapan cerrah ve ekibi kadar, ekokardiyografik incelemeyi yapan anestezi uzmanı ve kardiyolog doktorların tecrübesi de büyük rol oynar. Bu sayede ameliyatın başarısını, hasta daha ameliyattan çıkmadan doğrulamak mümkün olabilmektedir.

Kalp kapak protezlerinin kalbin kendi kapaklarına göre bir takım zayıf noktaları vardır. Metal kapak olarak da bilinen mekanik kapak protezleri, kanın pıhtılaşma özelliğini azaltan ilaçların kullanılmasını gerektirmektedir. Bu ilaçlar kullanılmadığı takdirde kapak üzerinde pıhtı oluşumu ve bu pıhtının koparak bazı organların dolaşımını bozması söz konusu olabilir. Örneğin beyin dolaşımının bozulması bir inmeye sebep olabilir. Doku kapakları olarak da bilinen biyoprotez kapaklarda ise çok kısa süreli (3 – 6 ay) ilaç kullanımına ihtiyaç vardır. Ancak bu tür kapakların zayıf noktası ise 10 yıl kadar bir süre içinde kireçlenme ve dejenerasyona maruz kalabilmesidir.

Mitral ya da triküspid kapağın bir protez kapakla değişiminin bir başka olumsuz yanı da, bu kapakların kalp tabanına tutunmasını sağlayan kas ve liflerinin kesilmesidir. Kalp kapağının açılış ve kapanışını kolaylaştıran, aynı zamanda da kalbin kasılmasında rolü olan bu kasların kesilmesi, kalbin performansını etkilemektedir. Bu nedenle kalp kapağının tamiri mümkün ise ve fizyolojik koşulları uzun süreli olarak sağlayabileceği düşünülüyor ise, kapağın değişmesinden çok daha iyidir.

Kapak tamir sonrası müdahale edilen kalp içi bölgedeki dikiş uçları ve birçok zaman tamiri desteklemesi için yerleştirilen “Ring” adı verilen halka şeklindeki protezin üzerinin doku ile kaplanması için belli bir süreye ihtiyaç vardır. Bu süre 3 ile 6 ay arasında değişmektedir. Bu dönemde protezin ve dikiş uçlarının bir pıhtı oluşumuna sebep olmaması için pıhtılaşmayı önleyici ilaçlar kullanılır. Bu ilacın etkisini değerlendirmek için kardiyolog doktorun belirleyeceği sıklıklarla ve en az ayda bir defa kan tahlilleri yapılmalıdır. Son yıllarda kullanılmaya başlayan ev cihazları ile INR tetkiki yapılabilmesi bu kaprisli ilacın düzenlenmesini çok kolaylaştırmıştır. Bu dönem atlatıldıktan sonra senede bir defa kardiyolog doktorun muayenesi ve ekokardiyografi kontrolü yeterli olacaktır.